ÖZET
Amaç:
Kısa süreli silikon hidrojel kontakt lens (SiHKL) kullanımının korneal subbazal sinir morfolojisi, korneal duyarlılık ve ön segment etkilerinin konfokal mikroskopi ile değerlendirilmesidir.
Gereç ve Yöntem:
Çalışmaya daha önce SiHKL kullanım öyküsü olmayan 25-30 yaş arası 25 erkek gönüllünün 25 sağ gözü dahil edilmiştir. Kontakt lens (KL) kullanım öncesi ve 1 ay KL kullanım sonrası oküler yüzey hastalık indeksi (OYHİ), gözyaşı kırılma zamanı, Schirmer testi, gözyaşı menisküs alanı, şerit meniskometri tüp, kornea duyarlılığı ve korneal subbazal sinir morfolojisi değerlendirilmiştir.
Bulgular:
OYHİ KL kullanım öncesi 10,6±1,1 iken KL kullanım sonrası 1. ayda 17,2±1,2 (p<0,01) idi. Schirmer testi KL öncesi 16,3±2,3 mm iken KL sonrası 1. ayda 14,3±1,9 mm (p>0,05) oldu. Gözyaşı filmi kırılma zamanı KL öncesi 7,1±0,4 sn iken KL kullanım sonrası 6,2±0,3 sn idi (p>0,05). Gözyaşı menisküs alanı KL öncesi 0,026±0,002 mm2 iken KL kullanım sonrası 1. ayda 0,024±0,001 mm2 olarak bulunmuştur (p>0,05). Şerit meniskometri tüp değeri KL öncesi 5,4±0,9 mm iken KL sonrası 1. ayda 4,9±0,8 mm (p>0,05) idi. Kornea duyarlılığı KL öncesi 3,2±0,4 mm iken KL sonrası 1. ayda 2,95±0,3 mm (p>0,05) olarak ölçüldü. Konfokal mikroskop incelemesi ile değerlendirilen dendritik hücre yoğunluğu KL öncesi 14,84±3,1 hücre/mm2 iken KL kullanım sonrası 1. ayda 32,57±4,2 hücre/mm2 (p<0,01) idi. Subbazal sinir tortuositesi KL öncesi 0,92±0,2 evre iken KL sonrası 1. ayda 1,03±0,2 evre (p>0,05) olarak saptandı. Subbazal sinir yoğunluğu ise KL öncesi 4726±310 piksel/resim iken KL kullanım sonrası 4570±272 piksel/resim olarak ölçüldü (p>0,05).
Sonuç:
Bir ay süre SiHKL kullanım sonrasında gözyaşı sekresyonunda, kornea duyarlılığında, gözyaşı menisküs hacminde, subbazal kornea sinir yoğunluğunda, reflektivitesinde ve tortuositesinde anlamlı değişiklik izlenmezken OYHİ ve dendritik hücre yoğunluğunda ise anlamlı artış saptanmıştır.
Giriş
Silikon hidrojel kontakt lens (SiHKL) kullanımı, artan miyopi prevalansı ve gelişen teknolojik değişiklikler sonucunda lens konforundaki artışa bağlı olarak günümüzde refraksiyon kusurlarının giderilmesinde oldukça sık kullanılmaktadır.1 Sosyal açıdan kullanıcılar için avantaj sağlasa da kontakt lens (KL) kullanımının, görme düzeyini kalıcı olarak etkileyebilen keratit gibi oküler enfeksiyonlar da dahil çeşitli komplikasyonlarla olan ilişkisi iyi bilinmektedir.2 Rutin klinik pratikte sıkça kullanılıyor olması, SiHKL’nin oküler yüzey etkileri ile ilgili çok fazla araştırma yapılması gerekliliğini ortaya çıkarmış ve bu bağlamda in vivo konfokal mikroskopi (İVKM) kullanımı gittikçe artmıştır.
İVKM, oküler yüzey yapısının in vivo gözlemlenmesine izin veren ve invaziv olmayan bir görüntüleme yöntemidir, sağlıklı korneaların görüntülenmesinde ve birçok kornea hastalığının tanı ve takibinde kullanılmaktadır.3 Dendritik hücreler, immün sistem yanıtında bir aktivasyon belirteci olarak kabul edilen güçlü antijen sunucu hücreler olup bağışıklık yanıtının düzenlenmesinde önemli bir role sahiptirler.4,5 İVKM, subbazal sinir pleksus tabakası boyunca sıklıkla görülen korneal dendritik hücrelerin, in vivo görüntülenmesine de olanak sağlar.6,7 Kuru göz, alerji, keratitler, keratokonus ve korneal distrofiler gibi oküler yüzey patolojisine sebep olan durumlarda, korneal morfolojik yapılarda meydana gelen dendritik hücre yoğunluğundaki değişiklikler, daha önce İVKM ile yapılan çalışmalarda gösterilmiştir.8,9 Ön segment enflamasyonu, immün yanıtın bir parçası olarak korneadaki ve konjonktivadaki Langerhans hücrelerinin aktivasyonu ile sonuçlanır.10,11 Bunun yanı sıra göz kuruluğu ile ilişkili semptomlar birçok hastanın yumuşak KL kullanım süresini kısaltmasına veya KL kullanmayı tamamen bırakmasına neden olabilir.12 Daha önce yapılan çalışmalarda KL kullanımına bağlı kornea duyarlılığında azalma bildirilmiştir.13,14 Bununla birlikte kornea duyarlılığındaki azalmanın KL kullanımını bırakması sonrasında normale döndüğü gösterilmiştir.15,16 Geleneksel düşük oksijen geçirgenliği (Dk) olan KL’ler korneada hipoksik ortam oluşturarak duyusal sinir fonksiyonlarının azalmasına sebep olurlar.17 Bu duyarlılık kaybına katkıda bulunan diğer faktörler arasında duyusal adaptasyon18 ve asidozla baskılanmış duyusal sinir fonksiyonu gösterilmiştir.19 Yayınlanan çalışmaların çoğu düşük Dk değerine sahip malzemelerden üretilen eski nesil KL’ler ile yapılmıştır. Yeni nesil SiHKL kullanımı ile lens kaynaklı hipoksi oldukça azalmakta hatta ortadan kalkmaktadır. Oluşan bu düşük hipoksik ortamla birlikte SiHKL’nin kısa ve uzun dönem kullanımı sonrasında oküler yüzey duyarlılığındaki değişiklikler tam olarak bilinmemektedir.20
SiHKL kullanımı özellikle genç erişkinlerde daha sıktır ve SiHKL’nin neden olduğu oküler yüzey değişikliklerinin araştırılması, SiHKL kullanımına bağlı oluşan komplikasyonların ve sorunların çözülebilmesi için yol gösterici olacaktır. Bu çalışmada kısa süreli (1 ay) SiHKL kullanımı sonrası göz kuruluğu bulguları, korneal subbazal sinir morfolojisi, kornea duyarlılığı ve ön segment değişikliklerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem
Katılımcılar ve Kontakt Lens
Bu prospektif çalışma için Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Araştırma Etik Kurulu’ndan 7/XII sayılı karar numarası ile 31/03/2021 tarihinde onay alınmıştır. Çalışma Helsinki Bildirgesi İlkeleri’ne bağlı kalmıştır. Tüm katılımcılar bu çalışmanın doğası ve amacı hakkında detaylı bilgi aldıktan sonra bilgilendirilmiş onam formu vermiştir.
Araştırmalardan önce tüm katılımcılara refraksiyon değeri ölçümü, Snellen eşeli ile görme keskinliği bakılması, aplanasyon tonometri ile göz içi basınç ölçümü, biyomikroskopi ve indirekt oftalmoskopi dahil olmak üzere tam bir oftalmolojik muayene yapılmıştır. Çalışmaya Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Polikliniği’ne KL kullanmak için başvuran, daha önce KL kullanım öyküsü olmayan, 18-30 yaş arası 25 hastanın 25 sağ gözü dahil edilmiştir. Gebelik ve menstrüel siklus gibi ölçüm değerlerimizi etkileyebilecek hormonal faktörlerden kaçınmak amacı ile yalnızca erkek bireyler çalışmaya dahil edilmiştir. Tüm katılımcılarda standardize edebilmek için lotrafilcon B (Air Optix, Alcon Laboratories, Fort Worth, ABD) silikon hidrojel aylık KL’leri [lensin Dk/t oranı 138 @ -3.00 diyoptri (D)] kullanılmıştır. Sferik değeri -1 ile -6 D arasında olan ve astigmatizması bulunmayan gözler çalışmaya dahil edilmiştir. Kullanıcılardan günde en az 8 saat ve haftada 5 günden az olmamak üzere KL’lerini takmaları istenmiştir. Çalışmamızın dışlama kriterleri; ciddi kuru göz şikayetleri ve bulguları olması, sistemik hastalık öyküsü, geçirilmiş oküler yüzey cerrahisi, korneayı etkileyebilecek sistemik veya oküler yüzey hastalığı ve herhangi bir ilaç kullanım öyküsü olarak belirlenmiştir. Katılımcılarda, SiHKL kullanım öncesi ve 1 ay kullanım sonrası; oküler yüzey hastalıkları indeksi (OYHİ), gözyaşı kırılma zamanı, Schirmer testi, gözyaşı menisküs alanı, şerit meniskometri tüp (SMTüp), kornea duyarlılığı ve İVKM değerlendirilmiştir.
Oküler Yüzey Hastalık İndeksi
OYHİ, kuru göze bağlı oküler irritasyon semptomlarını ve bunların görme ile ilgili fonksiyonlarını değerlendiren 12 soruluk bir ankettir. Tüm katılımcılara bu anket soruları SiHKL kullanım öncesi ve 1 ay SiHKL kullanım sonrası yüz yüze sorularak yanıtları sisteme kaydedilmiştir. OYHİ anketindeki her bir soru sıfır ile dört arasında puanlanmaktadır. OYHİ skoru, orijinal ankette belirtildiği gibi 12 soruya verilen puanların toplamının 25 ile çarpımı sonucu elde edilen değerin, cevaplanan soru sayısına bölünmesi ile elde edildi. OYHİ 0-100 arasında değişen bir skorlama sistemidir. OYHİ skoruna göre; 0-12 puan arası normal, 13-22 puan arası hafif, 23-32 puan arası orta ve 33-100 puan arası ağır oküler yüzey hastalığı olarak kabul edildi.21
Schirmer Testi, Gözyaşı Kırılma Zamanı, Gözyaşı Menisküs Alanı ve SMTüp
Schirmer testi, steril Schirmer kağıdının (Tearflo; Alcon Laboratories, Inc., Fort Worth, TX, ABD) alt göz kapağının dış 1/3’lük kısmına yerleştirilmesinin ardından 5 dakika beklenilerek kağıdın ıslanma miktarı ile belirlenen değerin kaydedilmesi ile gerçekleştirildi. Gözyaşı kırılma zamanının değerlendirilmesi, steril floresein çubuğun konjonktivaya olan teması sonrası katılımcılardan gözlerini kapatıp açmaları daha sonra da kapatmadan beklemeleri istenerek biyomikroskopta kobalt mavisi ışığı yardımı ile ilk siyah noktanın oluştuğu anın saniye olarak kaydedilmesi ile yapıldı. Gözyaşı menisküs alanı, ön segment optik koherens tomografi (RTVue, Optovue Inc, ABD) ile ölçüldü. Menisküs alanı, mm2 cinsinden sınırlar belirlenerek değerlendirildi (Şekil 1a,b).22 SMTüp skoru, gözyaşı menisküsünde biriken gözyaşı miktarını değerlendirmek amacı ile meniskometri şeritleri ile değerlendirilmektedir. Şerit alt kapakta gözyaşı menisküsüne göz yüzeyine temas olmadan dokundurulup 5 saniye sonra şeritteki ıslanma miktarı üzerindeki skala ile milimetre cinsinden ölçüldü.22
Kornea Duyarlılığı
Kornea duyarlılığını değerlendirmek için, daha önceki başka bir çalışmamızda kullandığımız modifiye bir Cochet-Bonnet esteziometre kullandık.23 0,09 mm çaplı 0,3 naylon filamanlar (Unitika Ltd. Tokyo, Japonya) kullanıldı. 0,5 cm ile 4 cm arasında değişen uzunlukta yedi filaman hazırlandı. En uzun filamandan (4 cm, en düşük basınç) başlanarak, her uzunluktaki naylon filaman, kornea sinirlerini uyarmak ve korneal göz kırpma tepkisine neden olmak için üç kez uygulandı. Filaman, kirpiklere ve kapak kenarlarına dokunmadan merkezi korneaya dik olarak temas ettirildi. Naylon filaman uzunluğu, tam bir göz kırpma refleksi görülene kadar her seferinde 0,5 cm kısaltılarak aynı işlem tekrarlandı. Her göz için üç ölçüm kaydedildi ve analiz için ortalama değer alındı. Bu yöntemin kornea duyarlılığı ölçümlerinin elde edilmesinde tekrarlanabilirliği, tüm testler yapılmadan önce doğrulanmıştır.
İn vivo Konfokal Mikroskopi ve Görüntü Analizi
Tüm değerlendirmelerden sonra en son %0,5’lik proparakain hidroklorür damla (Alcaine®, Alcon, Fort Worth, Texas, ABD) ile topikal anestezi uygulanmasının ardından HRT III cihazı (Heidelberg Engineering GmbH, Heidelberg, Almanya) ile Rostock kornea modülü kullanılarak İVKM uygulandı. HRT’ye dahili olarak monte edilen lazer kaynağı, 670 nm’lik kırmızı dalga boylu bir diyot lazeri sağlamaktadır. İVKM tarafından elde edilen yüksek çözünürlüklü gerçek zamanlı görüntüler, 1 µm/piksel çözünürlükle 400x400 µm’lik (yatay x dikey) bir alanı kaplayan 384x384 pikselden oluşuyordu. Görüntüler, 8 bit veri çözünürlüğü ve 128 bitlik ikili kayan nokta formatında bir JPEG formatında kaydedildi. Her korneadan her biri 100 görüntü içeren altı ila sekiz tam dizi kaydedildi (her çerçeve 160,00 µm2’lik bir alanı temsil ediyor). Korneal morfolojik analiz için her korneanın örtüşmeyen üç temsili görüntüsü seçildi. İVKM çekilmeden önce mikroskop objektifinde bulunan TomoCap (Heidelberg Engineering) içine ve üzerine birer damla Viscotears jel (Alcon Laboratories, Inc., Texas, ABD) konuldu. Daha önce TomoCap’in ucu hastanın korneası ile temas ettirilerek hastadan sabit bir noktaya bakması istenip çekim gerçekleştirildi. Merkezi korneadan elde edilen en iyi 3 görüntünün ortalamaları alındı. Sinir sayısı ve sinir yoğunluğu sinir liflerinin yarı otomatik izlenmesine izin veren ve miktar tayini sağlayan ImageJ yazılımından NeuronJ (National Institutes of Health, Bethesda, MD, ABD) eklentisi kullanılarak ölçüldü. Dendritik hücreler parlak hücre gövdelerinden dolayı ayırt edilerek subbazal sinir pleksusunda, ImageJ yazılımı kullanılarak manuel olarak sayıldı.24 Sinir tortuosite ve reflektivite derecesi, Oliveira-Soto ve Efron25 tarafından bildirilen ölçeğe (0-4) göre değerlendirildi.
İstatistiksel Analiz
İstatistiksel analizler, SPSS Sürüm 22,0 (IBM Corp., Armonk, NY, ABD) kullanılarak yapıldı. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiksel yöntemler kullanıldı. Tüm parametrelerin normallik dağılımı Shapiro-Wilk testi ile analiz edildi. Normal dağılıma uyan veriler için parametrik test one-way ANOVA testi ile yapıldı. Bu testte istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilirse, gruplar arası ikili karşılaştırma amacıyla post-hoc Tukey testi kullanıldı. Değerlendirmeler %95 güven aralığında yapıldı ve 0,05’ten küçük p değerleri istatistiksel anlamlı bir fark olarak kabul edildi.
Bulgular
Yaptığımız çalışmada; OYHİ skorunu, SiHKL kullanım öncesi 10,6±1,1 ve 1 ay SiHKL kullanım sonrası 17,2±1,2 olarak bulundu (p<0,01) (Şekil 2). Schirmer testi, SiHKL kullanım öncesi 16,3±2,3 mm iken 1 ay SiHKL kullanım sonrası 14,3±1,9 mm olarak ölçüldü (p>0,05) (Şekil 3a). Gözyaşı filmi kırılma zamanı, SiHKL kullanım öncesi 7,1±0,4 saniye iken 1 ay SiHKL kullanım sonrası 6,2±0,3 saniye olarak ölçüldü (p>0,05) (Şekil 3b). Gözyaşı menisküs alanı, SİHKL kullanımı öncesinde 0,026±0,002 mm2 iken 1 ay SiHKL kullanımı sonrası 0,024±0,001 mm2 olarak ölçüldü (p>0,05) (Şekil 4a). SMTüp değeri, SiHKL kullanmadan önce 5,4±0,9 mm iken 1 ay SiHKL kullanımı sonrası 4,9±0,8 mm olarak ölçüldü (p>0,05) (Şekil 4b). Kornea duyarlılığı, SiHKL kullanımı öncesi 3,2±0,4 mm iken 1 ay SİHKL kullanımı sonrası 2,95±0,3 mm olarak ölçüldü (p>0,05) (Şekil 4c). Yapılan İVKM sonucunda dendritik hücre yoğunluğu ise SiHKL kullanımı öncesi 14,84±3,1 hücre/mm2 iken 1 ay SiHKL kullanımı sonrasında 32,57±4,2 hücre/mm2 istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek ölçüldü (p<0,01) (Şekil 5a). Subbazal sinir tortuositesi, SiHKL kullanımı öncesinde 0,92±0,2 evre iken 1 ay SiHKL kullanımı sonrasında 1,03±0,2 evre olarak ölçüldü (Şekil 5b). Silikon hidrojel KL kullanım öncesinde subbazal sinir yoğunluğu 4726±310 piksel/resim iken 1 ay SiHKL kullanımı sonrası 4570±272 piksel/resim olarak ölçüldü (p>0,05) (Şekil 5c). Subbazal sinir reflektivitesi, SİHKL kullanımı öncesinde 1,73±0,3 evre iken 1 ay KL kullanımı sonrasında 1,66±0,2 evre olarak ölçüldü (p>0,05) (Şekil 5d). Dendritik hücrelerin İVKM temsili görseli Şekil 6’da gösterilmiştir. Sonuç olarak çalışmamızda 1 ay SiHKL kullanımı sonrası, SiHKL kullanmadan öncesi ile kıyaslandığında gözyaşı sekresyonunda, kornea duyarlılığında ve gözyaşı menisküs hacminde istatistiksel olarak anlamlı bir değişiklik görülmezken, OYHİ’de istatistiksel anlamlı artış görülmüştür. İVKM’de ise subbazal korneal sinir yoğunluğunda, reflektivitesinde ve tortuositesinde değişiklik görülmezken dendritik hücre aktivasyonunda artış istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur.
Tartışma
İVKM, korneanın hücresel düzeyde incelenmesine olanak tanıyan yeni, girişimsel olmayan bir görüntüleme yöntemi olup hem sağlıklı kornealarda hem de birçok hastalığın ayırıcı tanısı ve takibinde sıklıkla kullanılmaktadır. İVKM sayesinde korneal subbazal sinirlerin ve immün/enflamatuvar (dendritik) hücrelerin yüksek çözünürlükteki görüntüleri elde edilebilmektedir.26 İVKM’nin klinikte kullanımının artmasıyla birlikte, sağlıklı ve patolojik korneadaki subbazal sinirlerin değerlendirildiği birçok çalışma yayınlanmıştır.
Yaptığımız bu çalışma ile kısa süreli (1 ay) SiHKL kullanımı sonrası OYHİ skoru, gözyaşı kırılma zamanı, gözyaşı menisküs hacmi, Schirmer testi, kornea duyarlılığı, kornea subbazal sinir morfolojisi gibi parametreleri, SiHKL kullanmadan önceki değerler ile kıyasladık. Daha önce yapılan çalışmalara bakıldığında kısa dönem SiHKL kullanımı ile ilgili tüm bu parametrelerin bir arada değerlendirildiği bir çalışma bulunmamaktadır, çalışmamızın sonuçları bu nedenle önemli olabilir. Bu çalışma ile SiHKL kullanımı öncesine göre 1 ay KL kullanımı sonrası bakılan parametrelerde yalnızca dendritik hücre aktivasyonunda ve OYHİ skorundaki artış istatistiksel olarak anlamlı saptanmıştır. Schirmer testi, gözyaşı kırılma zamanı, kornea duyarlılığı ve kornea subbazal sinir yoğunluğunda ise istatistiksel açıdan anlamlı bir fark görülmemiştir. Literatürde benzer konularda yapılan daha önceki çalışmalar incelendiğinde KL kullanan kişilerde merkezi korneada daha yüksek bir dendritik hücre yoğunluğunu gösteren çalışmalar mevcuttur. Zhivov ve ark.27 KL kullananların kornea epitelinde kullanmayan gruba göre daha fazla sayıda Langerhans hücresi gözlemlemişlerdir. Bu hücrelerin KL’ye bağlı enflamatuvar yanıt olarak santrale doğru hareket ettiği düşünülmektedir.28,29 Bu sonuç KL’nin mekanik etkisine yanıt olarak Langerhans hücrelerinin korneaya göçünü gösteren daha önceden yapılmış hayvan modeli çalışmaları ile uyumludur.30,31 Zhang ve ark.32 yaptıkları çalışmada bir sıçan modelinde, Dk değeri düşük olan SiHKL ile Dk değeri yüksek olan SiHKL’yi kıyaslamışlar ve Dk değeri düşük SiHKL kullanımı ile konjonktival dendritik hücre sayısının daha fazla arttığını bildirmişlerdir. Benzer şekilde Alzahrani ve ark.33,34 iki farklı çalışmada yumuşak KL kullanıcılarında dendritik hücre yoğunluğunun arttığını göstermişlerdir. Bu sonuçların KL’ye bağlı korneada meydana gelen enflamasyon cevabının bir göstergesi olabileceği düşünülmektedir. Sindt ve ark.35 ise yaptıkları çalışmada bu dendritik hücre aktivasyonunun KL’ye bağlı oküler rahatsızlık nedeni ile olabileceğini düşünmüşlerdir. Bizim çalışmamızda kısa süreli SiHKL kullanımı sonrası subbazal sinir yoğunluğunda istatistiksel anlamlı değişiklik görülmez iken Liu ve ark.,36 KL kullananlarda kullanmayanlara göre daha düşük sinir lifi yoğunluğu bulmuşlardır. Bununla beraber kuru gözü olan ve olmayan KL kullanıcıları arasında da anlamlı fark olmadığını göstermişlerdir. Aynı zamanda kuru göz hastalığında da artmış dendritik hücre aktivasyonu gösteren çalışmalar literatürde yer almaktadır.37 Liu ve ark.’nın38 yapmış olduğu başka bir çalışmada yine dendritik hücre yoğunluğunun KL kullanımı sonrası giderek arttığını, 4. haftada pik değere ulaştığını, 4. haftadan sonra ise düştüğünü göstermişlerdir. Bu da oküler enflamasyonun 4. haftada en yüksek değerde olabileceğini düşündürmektedir. Dördüncü haftadan sonra olan azalmanın nedeni ise katılımcıların adaptasyonuna bağlı KL’nin yarattığı rahatsızlık hissinin azalması ile ilgili olabileceği düşünülmüştür.39 Begley ve ark.,40 KL kullanıcılarının çoğunda, göz kuruluğu belirtileri, kaşıntı ve tahriş, ışık hassasiyeti, ağrı, bulanık veya değişken görme gibi semptomların olduğunu göstermişlerdir. Bizim çalışmamızda da SiHKL kullanımı sonrasında OYHİ skorlarının yüksek çıkmasının nedeni Begley ve ark.’nın40 yapmış olduğu çalışmadakine benzer şekilde oluşabilecek ilk kullanım şikayetlerine bağlı olduğu düşünülmüştür.
Daha önce yapılan çalışmalarda, KL nedeniyle görülen kuru gözün en önemli sebepleri hipoksi, enflamasyon, enfeksiyon ve mekanik etki olarak gösterilmiştir.41,42 KL, oküler yüzeyin klinik veya subklinik enflamasyonuna yol açan yabancı bir cisimdir.43,44 Bu yanıtın sebebi mekanik irritasyon, hipoksi ve mediyatör salınımına bağlı olabilir. Hem KL’ye bağlı gelişen kuru gözün kendi enflamasyonunun hem de KL ile ilişkili enflamasyonun artmış dendritik hücre yoğunluğuna yol açtığı düşünülebilir. Aynı zamanda KL’nin yarattığı oküler rahatsızlık hissinin de bu durum üzerinde etkili olabileceği OYHİ skorundaki artış göz önüne alınarak söylenebilir. Uzun süreli kullanımda biz bu enflamasyon durumunun ve dendritik hücre aktivasyonunun adaptasyona bağlı olarak azalacağını düşünmekteyiz.
Korneal duyarlılık sağlıklı bir oküler yüzeyin devamlılığının sağlanması açısından oldukça önemlidir. Herhangi bir sebebe bağlı olarak göz kırpma refleksi ve gözyaşı miktarında azalma meydana gelmesi durumunda kornea epiteli, dış etkenlerden daha fazla etkilenir hale gelir. Aşırı buharlaşma ve soğuma sonucunda gözyaşı ozmolaritesinde artış meydana gelir. Gözyaşı miktarında azalmaya ve ozmolaritedeki bu artışa bağlı olarak oküler yüzey epitelinde oluşan stres sonucunda lokal enflamasyon ve periferik sinir hasarı meydana gelmektedir.45 Lokal enflamasyon ve sinir hasarı primer sensöriyal nöronlarda kısa ve uzun dönem genetik ve moleküler değişiklikler yapabilmektedir.46 Sensöriyal sinir terminalleri kornea yüzeyindeki epitel hücreleri arasında yoğun ve yüzeysel bir şekilde yer alır. Bu yüzden çevresel etkenlerden (hava kirliliği, düşük nem), travmadan (katarakt ve refraktif cerrahi) ve oküler yüzey hastalıklarından (pterjium, konjonktivaşalazis, keratakonus) korneal yüzey sinirleri kolaylıkla etkilenebilir.47,48 Bu çalışmada ise kısa dönem SiHKL kullanımı sonrasında kornea duyarlılığında herhangi bir değişiklik meydana gelmediği gözlenmiştir.
Korneal subbazal sinir yoğunluğu ile birlikte en çok değerlendirilen diğer morfolojik parametreler ise tortuosite, reflektivite ve boncuklanma paterni olmuştur.49,50 Bizim çalışmamızda bu parametrelerde değişiklik meydana gelmediği gösterilmiştir ve bunun sebebinin subbazal korneal sinirlerde bir ay gibi kısa süreli mekanik etkiye maruz kalınmasının sinirsel dejenerasyonda ve rejenerasyonda herhangi bir etkiye yol açmadığı için olduğu düşünülmüştür.
Çalışmanın Kısıtlılıkları
Tüm katılımcıların erkek bireylerden oluşması, tek tip bir KL materyali kullanılması, çalışmaya dahil edilen kişi sayısının az olması ve çalışmanın uzun süre sonuçlarının gözlenmemiş olması çalışmamızın kısıtlılıkları arasında gösterilebilir. Bu çalışmadaki kişi sayısının genişletilmesi ve farklı materyale sahip KL ile yeni bir grup oluşturulması daha iyi bir karşılaştırma sağlayabilir ve farklı sonuçlara neden olabilir.
Sonuç
Bu çalışmada, günlük pratikte sıklıkla kullanılan SiHKL kullanımına bağlı olarak meydana gelen oküler yüzey değişiklikleri ve korneal subbazal sinir yapı değişkenleri objektif prosedürler kullanarak incelenmiştir. Sonuç olarak, çalışmamız kısa süreli SiHKL kullanımının oküler yüzey ve korneal subbazal sinirler üzerindeki anatomik etkilerine ilişkin yararlı veriler sunmaktadır ve KL kullanımının uzun süreli etkilerini değerlendirmek için tasarlanan gelecekteki çalışmalara yön verebilir.
Etik
Etik Kurul Onayı: Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Araştırma Etik Kurulu’ndan 7/XII karar numarası ile 03/2021 tarihinde etik kurul onayı alınmıştır.
Hasta Onayı: Detaylı bilgilendirilmiş onam formu imzalatılmıştır.
Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu ve editörler kurulu dışında olan kişiler tarafından değerlendirilmiştir.
Yazarlık Katkıları
Cerrahi ve Medikal Uygulama: C.Ş., C.K., Konsept: C.Ş., A.K., Dizayn: C.Ş., Veri Toplama veya İşleme: C.Ş., C.K., Analiz veya Yorumlama: C.Ş., A.K., Literatür Arama: C.Ş., C.K., Yazan: C.Ş., C.K.
Çıkar Çatışması: Yazarlar tarafından çıkar çatışması bildirilmemiştir.
Finansal Destek: Yazarlar tarafından finansal destek almadıkları bildirilmiştir.