ÖZET
Amaç:
İntrakameral uygulanan ilaç ve boyaların sıçan kornea endotelyal apoptozisi ve hücre morfolojisi üzerine etkilerini değerlendirmek.
Gereç ve Yöntem:
Toplam 72 sıçanın sağ gözüne %1 lidokain, %0,01 adrenalin, triamsinolon asetonid (TA) 4 mg/mL, %1 tripan mavisi (TM), %0,5 indosiyanin yeşili (İSY) ve kontrol olarak fortifiye dengeli tuz solüsyonu intrakameral olarak enjekte edildi. Enjeksiyondan sonraki 1. gün ve 1. hafta kornea örnekleri alındı. Kornea endotel apoptozu TUNEL tekniği ile değerlendirildi ve her gruptaki apoptotik hücre oranı kontrol ile karşılaştırıldı. Kornea endotel hücre morfolojisi tüm gözlerde transmisyon elektron mikroskobu ile değerlendirildi.
Bulgular:
İntrakameral adrenalin ile enjeksiyondan sonraki 1. gün ve 1. haftada ortalama apoptotik endotel hücre oranı kontrol grubuna kıyasla istatistiksel olarak anlamlı yüksek tespit edilmiştir (sırasıyla, p=0,03 ve 0,021). TM enjeksiyondan sonraki 1. haftada kontrol grubuna kıyasla istatistiksel olarak anlamlı yüksek apoptotik hücre oranına neden olmuştur (p=0,043). Lidokain verilen gözlerde, TA ve İSY ile karşılaştırıldığında 1. haftada daha yüksek apoptotik hücre oranı tespit edilmiştir, ancak fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (sırasıyla p=0,058, 0,09, 0,69). Transmisyon elektron mikroskobu ile yapılan analizlerde tüm örneklerde apoptozis ile ilişkili morfolojik değişiklikler gözlenmiştir.
Sonuç:
Bu çalışma, intrakameral adrenalin, TM ve lidokain enjeksiyonlarının kornea endotelinde histopatolojik değişikliklere neden olan toksisiteye sahip olduklarını göstermiştir. Göz içi cerrahisi uygularken bu ajanların kullanımında dikkatli olmak gerekmektedir.
Giriş
Oftalmolojide sıklıkla kullanılan intrakameral ilaçlar oküler anestezi, pupil dilatasyonu, güvenli kapsüloreksis ve intraoküler enflamasyonun kontrolü için yararlı araçlardır. Bununla birlikte, bu ajanların kornea endoteli üzerindeki etkileri ve toksisitesi hala araştırılmaktadır.
Apoptozis anatomik yapılara zarar vermeden veya fizyolojik fonksiyonları bozmadan ortaya çıkan bir hücre ölümü şeklidir.1,2 Endotel ve epitel hücrelerinin indüksiyonu ile kornea dokusunun modülasyonunda anahtar rol oynadığı düşünülmektedir.3,4 Apoptozisin bir özelliği, terminal deoksinükleotidil transferaz aracılı dUTP çentik-uç etiketleme (TUNEL) ile ölen hücrelerde parçalanan DNA’nın saptanabilmesidir. Daha önce yapılan çalışmalarda intrakameral ajanların indüklediği endotelyal hücre apoptozunu saptamak için çeşitli teknikler kullanılmıştır. Ancak, TUNEL tekniğinden sadece birkaç raporda yararlanılmıştır.5,6,7 TUNEL testinin kornea endotelinde apoptotik hücreleri diğer tekniklere göre daha iyi belirlediği ve ölçülmesine olanak sağladığı gösterilmiştir.8,9
İntrakameral ajanlarla ilgili önceki veriler çoğunlukla izole in vivo veya in vivo çalışmalarda elde edilmiştir. Bu çalışmada intraoküler cerrahilerde sıklıkla kullanılan intrakameral ajanlar tek bir çalışmada ultra yapısal analiz kullanılarak değerlendirilmiş ve karşılaştırılmıştır. Bu ilaç ve boyaların kornea endotel hücre bütünlüğü üzerine etkilerini TUNEL tekniği ve transmisyon elektron mikroskobi (TEM) ile sıçan modelinde göstermeyi amaçladık.
Gereç ve Yöntem
Bu hayvan çalışması, Görme ve Oftalmoloji Araştırma Derneği’nin Oftalmoloji ve Görme Araştırmalarında Hayvanların Kullanımı Tebliği’ne uygun olarak gerçekleştirilmiş ve çalışma protokolü Başkent Üniversitesi Hastanesi Yerel Hayvan Bakım ve Kullanımı Etik Kurulu, Ankara, Türkiye tarafından onaylanmıştır (proje no: DA 27 04/02).
Çalışma, yaşları 6 ila 9 ay arasında değişen ve 301 ila 457 g (ortalama: 357±23,6 g) ağırlığında toplam 72 erkek Wistar albino sıçan ile gerçekleştirildi. Kullanılan intrakameral ajanlar 0,05 mL %1 prezervansız lidokain, %0,01 prezervanlı adrenalin, 4 mg/mL triamsinolon asetonid (TA), %1 tripan mavisi (TM), %0,5 indosiyanin yeşili (İSY) [25 mg İSY/0,5 mL su bazlı çözücü ve 4,5 mL dengeli tuz çözeltisinde (DTÇ)] ve sadece DTÇ idi. Sıçanlar randomize şekilde grup 1 (adrenalin), grup 2 (lidokain), grup 3 (TA), grup 4 (İSY), grup 5 (TM) ve kontrol grubuna (DTÇ) ayrıldı. İşlem öncesi sıçanlara intramüsküler 60 mg/kg ketamin hidroklorür (Alfamin, Ege-Vet, Türkiye) ve 10 mg/kg ksilazin hidroklorür (Rompun®, Bayer, Almanya) enjeksiyonu yapıldı. Her sıçanın sağ gözünde, üst temporal kadranda uzun bir korneal tünelden MVR bıçağı ile ön kamaraya girildi ve 30 gauge kanül kullanılarak 0,05 mL aköz hümör alındı (Şekil 1A,B). Aynı hacimde bir ajan intrakameral olarak ayrı bir kanül ile enjekte edildi ve ön kamara DTÇ ile yıkanmadı
(Şekil 2A-D). Her işlemde sadece bir ajan enjekte edildi. Enjeksiyondan sonra 5 gün boyunca günde 3 kez topikal ofloksasin 3 mg/mL verildi.
Sıçanların ötenazileri intrakameral enjeksiyondan 1 gün veya 1 hafta sonra yüksek dozda intramüsküler anestezik veya intrakardiyak potasyum klorür enjeksiyonu ile yapıldı. Her grupta 1. günde 6 sıçan ve 1. haftada 6 sıçan sakrifiye edilerek kornea örnekleri alındı. Kornea saydamlığı klinik olarak ötanaziden hemen önce spot ışık kullanılarak değerlendirildi. Sakrifiye edildikten hemen sonra kornealar TUNEL boyama ve TEM analizi için hazırlandı. Kornealar kenarında 1 mm sklera kalacak şekilde bıçak ve makas ile çıkarıldı ve iris diyaframı kornea endotelinden sıyrıldı.
Kornea Örneklerinin Hazırlanması
Kornealar iki parçaya ayrıldı ve bir parça glutaraldehit ile, diğer parça ise elektron mikroskobik analiz için %4 formaldehit solüsyonunda fikse edildi. Formalinle fikse edilen ve parafine gömülen dokudan alınan 5 µm kalınlığındaki kesitleri hematoksilen-eozin tekniği ile boyandı. ApopTag® Plus Peroxidase In Situ Apoptozis Kiti (Oncor, Gaithersburg, MD, ABD) kullanılarak 3 uç etiketleme ile DNA fragmantasyonu in situ olarak tespit edildi. Kornea örneklerindeki TUNEL boyalı apoptotik hücreler aynı kişi (B.B.) tarafından mikroskop altında 40x objektif lensi kullanılarak sayıldı. Etiketlenen hücreler toplam hücre sayısına oranlandı ve bu apoptoz oranı olarak ifade edildi. Apoptotik hücre yüzdeleri; Evre 0: %0, Evre 1: %1-5, Evre 2: %5-25, Evre 3: %25-50 ve Evre 4: ≥%50 olarak skorlandı.
TEM Analizi
Kornea örneklerinin TEM altında değerlendirilmesi için kornealar, fosfat tamponu içinde %2,5’lik glutaraldehit solüsyonunda 24 saat boyunca fikse edildi. %1’lik osmiyum tetroksit ve %0,5’lik uranil asetat ile post-fikse edildikten sonra sıralı aseton dizisi ile dehidrate edilerek reçineye gömüldü. %1 metilen mavisi ve %1 azure II içeren %1 boraks solüsyonunda ile kesitler alındı ve kontrastlandırıldı. Ultra ince kesitler elde edildikten sonra uranil asetat ve kurşun sitrat ile boyandı. Örnekler başlangıçta dodesenil süksinik anhidrit, Araldit CY212 (1:1, hacim/hacim) ve benzildimetilamin içine gömüldü. Bloklar 1 µm (kalın kesit) ve 0,05 µm (ince kesit) olacak şekilde ultramikrotom ile kesildi. İnce kesitler Carl Zeiss 906E (Oberkochen, Almanya) TEM ile incelenmek üzere uranil asetat ve kurşun sitrat ile boyandı.
İstatistiksel Analiz
İntrakameral enjeksiyondan 1 gün ve 1 hafta sonra her grupta endoteldeki apoptotik hücrelerin yüzdesinin ortalaması kontrol grubu ile karşılaştırıldı. Analiz için SPSS 11.0 (SPSS Inc., Chicago, IL, ABD) kullanıldı. Tüm gruplar arasındaki farklılıkların değerlendirilmesinde Kruskal-Wallis testi, iki grup arasındaki farklılıkların değerlendirilmesinde ise Mann-Whitney U testi kullanıldı. P değerinin 0,05’ten küçük olması istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
Bulgular
Çalışmada 72 sıçan kullanıldı ve her grupta 12 göz yer aldı. Her grubun intrakameral enjeksiyondan 1 gün ve 1 hafta sonra TUNEL pozitif apoptotik hücreler oranının ortalaması Tablo 1’de gösterilmiştir. Postoperatif 1. günde adrenalin grubunda apoptotik hücre oranı kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı yüksek bulundu (p=0,03). Lidokain, TA, TM ve İSY gruplarındaki ortalama apoptotik hücre oranları kontrol grubundan anlamlı farklılık göstermedi (p>0,05). Postoperatif 1. hafta adrenalin ve TM gruplarının apoptotik hücre oranı ortalamaları kontrol grubu ve diğer ajan gruplarına göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksekti (sırasıyla p=0,021 ve 0,043). Apoptotik hücre oranları skorlandığında tüm ajan gruplarında enjeksiyondan 1 gün ve 1 hafta sonra evre 1 ile evre 4 arasında değişen apoptozis saptandı (Şekil 3A-D). Enjeksiyondan 1 gün ve 1 hafta sonra sadece adrenalin verilen grupta evre 4 endotelyal apoptozis gözlendi (Tablo 2).
Enjeksiyon sırasında iki sıçanda minimal iris prolapsusu meydana geldi. Ancak, iris uygun manipülasyonla yeniden konumlandırıldı. Evre 4 apoptozis görülen adrenalin grubundaki iki sıçan ile TM grubundaki bir sıçanda 1. haftada kornea ödemi izlendi. Üç sıçanda 1. günde ön kamarada minimal kanama izlendi. Enfeksiyon veya endoftalmi gelişmedi.
TEM analizinde kontrol grubunda DTÇ enjeksiyonundan 1 gün ve 1 hafta sonra endotelde hücreler arası bağlantıların ve organellerin normal görünümde olduğu izlendi (Şekil 4A). Apoptozun orta fazında, kornea örneklerinde kromatin kümeleri, mitokondriyal şişme ve vakuolizasyon görüldü (Şekil 4B). Geç apoptotik fazda mitokondriyal şişme, çekirdekte küçülme ve kromatin yoğunlaşması gözlendi (Şekil 4C).
Tartışma
Sonuçlarımız, intrakameral adrenalin ve TM uygulamasının kornea endotelinde anlamlı düzeyde daha yüksek oranda apoptotik yanıta neden olduğunu göstermiştir. Lidokain 1. haftada daha belirgin apoptotik değişikliklere neden olsa da kontrol grubuna göre anlamlı fark saptanmadı. Birinci gün ve 1. hafta analizleri karşılaştırıldığında, apoptotik hücrelerin oranı bir haftada bir güne göre daha yüksekti, bu da uzun süreli maruziyetle apoptotik etkinin artabileceğini düşündürmektedir.
Bu çalışmada, TEM ile apoptozun ayırt edici özellikleri olarak kabul edilen karakteristik morfolojik özellikler görüldü. Bu özellikler arasında ilaç uygulamasından 1 gün ve 1 hafta sonra kornea endotelinde izlenen kromatin kondenzasyonu, nükleer fragmantasyon, sitoplazmik vakuolizasyon ve mitokondriyal şişme sayılabilir.
Adrenalin, intraoküler cerrahi sırasında hızlı pupil dilatasyonu sağlamak ve gevşek iris sendromlu hastalarda iris hasarını en aza indirmek için kullanılan bir ajandır.10,11 İntrakameral adrenalin kullanımının güvenli ve etkili olduğu birçok çalışmada gösterilmiştir.12,13,14,15 Ancak olası endotel toksisitesi ile ilgili tartışmalar devam etmektedir. Liou ve ark.16 intrakameral adrenalin ve salin enjeksiyonu yapılan tavşanlarda hücre yoğunluğunda veya kornea kalınlığında anlamlı bir değişiklik olmadığını ve elektron mikroskobik analizi sonucunda tüm gruplarda endotel hücrelerinin sağlıklı göründüğünü bildirmişlerdir. Hong ve ark.17 ayrıca, intrakameral adrenalin enjeksiyonunun (%1’e kadar) tavşan korneasındaki endotel hücrelerinin canlılığını veya morfolojisini etkilemediğini göstermiştir. Aksine, Hull ve ark.18 adrenalinin neden olduğu endotelyal hasarın, ilacın stabilitesini artırmak için kullanılan %0,1 bisülfitten kaynaklandığını bildirmişlerdir. Bazı çalışmalarda ayrıca adrenalinin yüksek serbest radikal konsantrasyonuna sahip olduğunu ve bunun endotel toksisitesine katkıda bulunabileceğini gösterilmiştir.19,20
Çalışmamızda 1. haftada adrenalin grubunda kornea ödeminin eşlik ettiği evre 4 apoptoz görüldü. Yakın zamanda, intrakameral %2,5 adrenalin enjeksiyonundan sonra toksik ön segment sendromu geliştiği bildirilmiş ve buna uzun süreli maruziyetin neden olduğu düşünülmüştür.21
Lidokain, ön kamaradaki tüm sinir liflerini etkileyen etkili bir lokal anestezik ajandır. Yapılan bazı çalışmalarda düşük lidokain konsantrasyonlarının kornea endotel hücrelerini etkilemediği belirtilirken,22,23 diğer çalışmalarda daha yüksek konsantrasyonlarda intraoküler dokulara olumsuz etki gösterme olasılığı tartışılmıştır.24,25,26,27 İntrakameral anestezik ajanların konsantrasyonu veya uygulama süresi ile ilişkili sitotoksik etkileri gösterilmiştir.22,23,25,26 Prezervan içeren veya içermeyen %2 lidokainin, tavşan kornea endotelinde önemli miktarda apoptozu indüklediği bildirilmiştir.6,28 Chang ve ark.,26 süre açısından %1 veya %2 lidokaine 1 dakikalık maruziyetin tavşan endotel hücreleri için güvenli göründüğünü, ancak daha uzun maruziyetin sitotoksisiteye neden olabileceğini bildirmişlerdir. Atilla ve ark.27 intrakameral lidokaine kısa süreli maruziyetin bile oküler dokularda histolojik değişikliklere ve fonksiyonel defektlere neden olabileceğini bulmuşlardır. Kim ve ark.25 %1 lidokain enjeksiyonundan 1 gün sonra tavşan endotel hücrelerinde apoptoz gözlemlememişlerdir. Bununla birlikte, başka bir çalışmada, apoptotik endotel hücre kaybı ve morfolojik değişiklikler izlenmiş ancak bu bulguların geçici olduğu ve 1 haftada iyileştiği gösterilmiştir.6 Çalışmamıza göre 1 haftalık analizde DTÇ maruziyetine göre lidokain ile kornea endotelinde apoptoz riski artmıştır. Bu durum ajanın ön kamarada daha uzun süre kalmasına bağlanabilir.
TA, komplike katarakt cerrahisi sırasında ön kamarada vitreus kaybını görünür hale getirmek ve yönetmek için kullanılır.29,30,31 Ayrıca postoperatif enflamasyonu ve kistoid maküla ödemini azalttığı gösterilmiştir.30 Oh ve ark.’nın32 çalışmasında tavşanların ön kamarasına TA verilmiş ve 2 saatte endotel hücre sayısında anlamlı bir değişiklik olmadığı bildirilmiştir. Ancak, TA resüspansiyon yapılmadan uygulandığında mikrovillus miktarının azaldığını gözlemlemişlerdir. Başka bir çalışmada, kültürlenmiş tavşan endotelinde sitotoksik etkiler görülmüş ve buna çözeltideki prezervan maddenin neden olduğu düşünülmüştür.33 Retina pigment epitel hücreleri üzerinde yapılan histopatolojik çalışmalar da TA’nın toksik etkilerinin koruyucu olarak kullanılan %0,025 benzil alkolden kaynaklanabileceği fikrini desteklemektedir.34,35 Çalışmamızda enjeksiyondan 1 gün veya 1 hafta sonra TA’ya bağlı sitotoksik etki gözlenmedi.
TM, katarakt cerrahisinde kapsüloreksis için kullanılır. Ayrıca derin ön lamellar keratoplastide endoteli donör lentikülden sıyırma ve boyama işlemlerinde de kullanılmaktadır. Çeşitli klinik çalışmalarda, TM’nin ön segment yapılarına toksisitesi test edilmiş ve hepsinde %0,1 TM’nin iyi biyouyumluluk gösterdiği bildirilmiştir.36,37,38 Chung ve ark.39 ayrıca olgun beyaz kataraktın ön kapsülünün daha iyi görünür hale getirilmesi için %1 TM’nin güvenliğini değerlendirmiş ve güvenli olduğunu bulmuşlardır. TM’nin güvenli olduğu gösterilse de doz ve süreye bağlı toksisite görüldüğü de bildirilmiştir. Kornea endoteli ve kornea fibroblastlarının daha uzun süre ve daha yüksek konsantrasyonlara maruz bırakıldığı in vivo ve in vitro çalışmalarda TM toksisitesi görülmüşür.37,40,41,42 Klinikte kullanılan konsantrasyonun artırılması, endotel hücrelerinin canlılığında %38 ila %55 oranında bir azalmaya neden olmuştur. Yapılan bir çalışmada, intrakameral TM enjeksiyonunun kornea dokusuna zarar verebileceği oksidatif stres parametreleri ve histopatolojik değerlendirme ile gösterilmiştir.43 Hayvan çalışmalarında da teratojenik ve kanserojenik etkili olduğu bulunmuştur.44,45 Bu sonuçlar göz önüne alındığında TM’nin kornea dokusu için güvenli olup olmadığı konusunda belirsizlik vardır. Kısaca TM, hem katarakt cerrahisinde hem de kornea doku bankalarında yaygın olarak kullanılan konsantrasyonlarda kornea hücreleri için zararsızdır. Ancak, daha yüksek konsantrasyonlarda veya daha uzun süreli kullanılması durumunda dikkatli olunması önerilir.
İSY, dokuların görünürlüğünü iyileştirmek için katarakt cerrahisi ve vitreoretinal cerrahide intraoküler boya olarak kullanılmaktadır. Güvenli kapsüloreksis için ön kapsül intrakameral uygulama ile boyanmaktadır. Daha önce yapılan arka segment çalışmalarında İSY’nin retinaya toksik olabileceği gösterilmiştir.46,47 Klinik veriler retinal glial hücrelerin, sinir lifi tabakasının, retinal ganglion hücrelerinin ve optik sinirin henüz bilinmeyen mekanizmalar ile hasar görebileceğine işaret etmektedir. Göz cerrahi sırasında intrakameral İSY kullanımının kornea endoteli tarafından iyi tolere edildiği düşünülmektedir. McEnerney ve Peyman48, İSY’nin ölü kornea endotel hücrelerini seçici olarak boyadığını ve canlı hücrelere zararlı görünmediğini bildirmiştir. Holley ve ark.49 yaptıkları TEM çalışmasında insan korneasında İSY maruziyeti sonrası ultra yapısal hasar izlenmediğini belirtmişlerdir. Bir hayvan modelinde elde ettiğimiz sonuçlarımız da bu boyanın toksik etkili olmadığını desteklemektedir. Bununla birlikte, İSY’nin etkilerini daha iyi anlayabilmek için klinik ortamda yapılacak daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
Sıçanların ön kamarası düz ve iris stroması incedir, bu da enjeksiyon sırasında iris prolapsusuna yol açabilir. Çalışmamızda sadece iki sıçanda iris prolapsusu gelişti ve bunun düzeltilmesi sırasında apoptozu indükleyebilecek şekilde endotelyal ile temas veya lens hasarı ortaya çıkmadı. Ön kamarada enflamasyona neden olan olaylar apoptozu indükleyebilir. Ancak tüm enjeksiyonlar aynı kişi tarafından aynı teknikle yapıldığından, tüm sıçanların aynı koşullara maruz kaldığını düşünüyoruz.
Çalışmanın Kısıtlılıkları
Bu çalışmanın bazı kısıtlılıkları bulunmaktadır. Amacımız, klinik uygulamada sık kullanılan ve daha önceki çalışmalarda güvenli olduğu belirlenen intrakameral ajanların kullanılan dozlarda apoptoz üzerine etkisi olup olmadığını araştırmaktı. Bu nedenle, intrakameral ajanların endotel hücre fonksiyonu üzerindeki uzun dönem veya farklı dozlardaki etkilerini değerlendirmedik. Çalışmamızın temel amacı oküler cerrahide kullanılan anestezik, midriyatik ve kapsül boyama ajanlarının etkilerini araştırmaktı. Cerrahi sonunda intrakameral olarak uygulandığında sefuroksimin apoptozu tetiklediği bulunmuştur.50,51 Ancak bu konu çalışmamızın kapsamı dışındadır.
Sıçanlar, insan korneasını incelemek için yaygın olarak deneysel model olarak kullanılmasına rağmen, insan korneası sıçan kornea endotelinden farklı yapısal bileşenlere ve endotelyal strese sahip olabilir. Sıçan korneası, insan korneasına kıyasla merkezde daha kalın ve periferde daha incedir.52 Sıçan korneasında saptanan ancak insan korneasında bulunmayan vazoaktif intestinal peptid pozitif parasempatik sinir liflerinin nakil sonrası kornea endotel kaybını en aza indirdiği ve kornea allogreft sağkalımını iyileştirdiği bildirilmiştir.53 İnsan korneası ise toksik hasardan daha kalın bir endotel müsin tabakasının yanı sıra aköz hümordaki proteinler ve iyon konsantrasyonları ile korunmaktadır.54,55 Ayrıca, fakoemülsifikasyon sırasında viskoelastik kullanılması ve sürekli irigasyon yapılması ile bu toksik etkileri en aza indirebilir. Buna ek olarak, insan korneasının %90’ını stromal bileşen oluştururken, sıçanlarda bu oran %70’tir.52 Bu nedenle, insan gözü ve sıçan modeli arasındaki farklar, bulgularımız insana uyarlanmasında zorluk yaratabilir. İnsanlarda bu sonuçları desteklemek için gelecekte yapılacak klinik çalışmalara ihtiyaç vardır. Ayrıca DNA hasarının apoptozun kendine özgü bir özelliği olmadığı ve nekrozda da ortaya çıkabileceği bilinmektedir. Bu nedenle, TUNEL testine ek olarak başka bir bağımsız yöntem kullanmak, apoptozu doğrulamak ve karakterize etmek için gerekli olabilir.
Sonuç
İntrakameral %1 lidokain, 4 mg/mL TA ve %0,5 İSY enjeksiyonları sıçan kornea endotel hücrelerinde hasara neden olmamıştır. Ancak %0,01 adrenalin ve %1 TM intrakameral enjeksiyon kornea dokusunda mikroyapısal değişikliklere neden olabilir. Katarakt veya diğer oküler cerrahiler planlanırken bu husus göz önünde bulundurulmalıdır.
Etik
Etik Kurul Onayı: Bu hayvan çalışması, Görme ve Oftalmoloji Araştırma Derneği’nin Oftalmoloji ve Görme Araştırmalarında Hayvanların Kullanımı Tebliği’ne uygun olarak gerçekleştirilmiş ve çalışma protokolü Başkent Üniversitesi Hastanesi Yerel Hayvan Bakım ve Kullanımı Etik Kurulu, Ankara, Türkiye tarafından onaylanmıştır (proje no: DA 27 04/02).
Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu ve editörler kurulu dışında olan kişiler tarafından değerlendirilmiştir.
Yazarlık Katkıları
Cerrahi ve Medikal Uygulama: S.A.B., Konsept: S.A.B., Y.A.A., Dizayn: S.A.B., Veri Toplama veya İşleme: S.A.B., B.B., G.K., Analiz veya Yorumlama: S.A.B., Z.K.Ö., Literatür Arama: S.A.B., Z.K.Ö., Yazan: S.A.B., Z.K.Ö.
Çıkar Çatışması: Yazarlar tarafından çıkar çatışması bildirilmemiştir.
Finansal Destek: Yazarlar tarafından finansal destek almadıkları bildirilmiştir.