Sayın Editör,
Dericioğlu ve ark.’nın1 “Pediatrik Katarakt Cerrahisi Komplikasyonları ve Görsel Sonuçlarını Öngören Faktörler: Türkiye’den Bir Referans Merkezi Çalışması” başlıklı çalışmasını büyük bir ilgiyle okuduk. Ancak, tüm okuyucu kitlesi için faydalı olacağına inandığımız ve açıklığa kavuşturulması önemli olan bazı konuları meslektaşlarımızla paylaşmak istiyoruz.
Pediatrik katarakt cerrahisinde intraoperatif ve postoperatif ciddi komplikasyonlar görülebilir ve cerrahlar için cerrahinin yönetimi zor bir konu olmaya devam etmektedir.2 Bu sorunlardan ilki hastanın afakik mi bırakılacağı yoksa göz içi lens (GİL) implantasyonu mu yapılacağıdır. Yazarlar, 12 aydan büyük hastaların bir kısmını (grup IIA, n=21 göz) afakik bırakmıştır. Bu olgular arasında kapsüler kesenin bütünlüğünün tamamen bozulduğu ve skleral GİL fiksasyonu düşünülen olgular oldu mu? Öte yandan, sonuçlara bakıldığında, psödofak gözler (0,49±0,40 minimum çözünürlük açısının logaritması [logMAR]), afak gözlerden (0,65±0,59 logMAR) anlamlı düzeyde daha iyi son en iyi düzeltilmiş görme keskinliğine sahipti. Bu, GİL implantasyonunun 12 aydan büyük hastalarda daha iyi görme sonuçları için önemli olduğunu yansıtmaktadır.
Yazarlar 5 olguda (grup 1’de 4 [%10,5] ve grup 2’de 1 [%4,8]) pupiller membran geliştiğini bildirmiştir ve postoperatif tedavi protokolünde 1 ay boyunca günde dört kez %1 prednizolon asetat tedavisi yer almaktaydı. Bu komplikasyondan kaçınmak için, daha yoğun bir topikal anti-enflamatuvar tedavi protokolüne ek olarak, pediatrik katarakt cerrahisinde klinik pratiğimizde sıklıkla kullandığımız intraoperatif intrakameral triamsinolon asetonid uygulamasının son derece faydalı olduğunun altını çizmek isteriz.3,4
Öte yandan, yazarlar tüm olgularda posterior devamlı dairesel kapsüloreksis (DDK) yapmışlar ve istem dışı anterior hyaloid rüptürü dışında anterior vitrektomi yapmadıklarını belirtmişlerdir. Ayrıca postoperatif dönemde 8 olguda (grup 1’de 4 [%10,5] ve grup 2’de 4 [%19,0]) görme ekseninde opaklaşma izlendiğini bildirmişlerdir. Bu sorunun üstesinden gelebilmek, görme aksı opasifikasyonunu önlemek ve ön vitrektomi sonrası vitreusla ilişkili ciddi komplikasyonlardan kaçınmak için, rutin olarak anterior vitrektomi uygulanmaksızın, posterior DDK ile kombine posterior optik yakalamanın (“optic capture buttonholing”) etkili ve güvenli bir alternatif olabileceği bildirilmiştir.5
Bu yeni ve farklı çalışma için yazarları bir kez daha tebrik ediyor, ileride çok merkezli daha fazla sayıda pediatrik katarakt hastasının dahil edileceği prospektif, randomize ileri klinik çalışmaların bu konuya daha fazla ışık tutacağını düşünüyoruz.
Etik
Finansal Destek: Yazar tarafından finansal destek almadıkları bildirilmiştir.