Tek Taraflı Non-Arteritik Ön İskemik Optik Nöropati Geçiren Olguların Diğer Gözlerine Ait Görsel Uyarılmış Potansiyeller
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Özgün Araştırma
CİLT: 44 SAYI: 1
P: 15 - 18
Ocak 2014

Tek Taraflı Non-Arteritik Ön İskemik Optik Nöropati Geçiren Olguların Diğer Gözlerine Ait Görsel Uyarılmış Potansiyeller

Turk J Ophthalmol 2014;44(1):15-18
1. Ege Üniversitesi Tip Fakültesi, Göz Anabilim Dali, Izmir, Türkiye
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 15.12.2012
Kabul Tarihi: 26.08.2013
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

Tek taraflı non-arteritik ön iskemik optik nöropati (NAİON) geçiren olguların diğer gözleri ile normal kontrol grubunun desen görsel uyarılmış potansiyel (VEP) sonuçları açısından karşılaştırılması.

Gereç ve Yöntem:

Çalışmaya tek gözünde NAİON saptanmış 30 hastanın sağlıklı gözleri (Çalışma grubu) ile rastgele seçilmiş yaş ve cinsiyet uyumlu 30 olgunun birer gözleri (Kontrol grubu) dahil edildi ve desen VEP kayıtları alındı. P100 dalga latans ve amplitütler açısından gruplar karşılaştırıldı. Sonuçlar t-testi ile istatistiksel olarak değerlendirildi.

Bulgular:

Çalışma grubundaki hastaların 16’sı (%53,3) erkek, 14’ü (%46,7) kadın; kontrol grubundaki olguların 17’si (%56,7) erkek, 13’ü (%43,3) kadındı. Çalışma grubundaki olguların ortalama yaşı 57,9±9,06 iken, kontrol grubunun ortalama yaşı 56,7±9,23 idi. Çalışma ve kontrol grupları arasında düzeltilmiş en iyi görme keskinliği değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (p=0,261). Desen VEP kayıtları değerlendirildiğinde, çalışma grubunda p100 dalga latans ortalaması 112,4±16,7 msn; kontrol grubundaki olguların p100 dalga latans ortalaması 101,9±1,6 msn olarak saptandı (p=0,03). Çalışma grubunda p100 dalga amplitütü 7,03±3,85 μV olarak izlenirken, kontrol grubunda bu değer 9,63±2,6 μV olarak bulundu (p=0,003).

Sonuç:

Çalışmamızda, tek taraflı NAİON geçiren olguların diğer gözlerindeki desen VEP kayıtlarında kontrol grubuna kıyasla p100 dalga latansında uzama ve amplitütünde azalma izlenmiştir. Etiyolojide, geçirilmiş iskemiye bağlı aksonal kayıp, diğer gözün subklinik etkilenme ihtimali veya yaygın mikroanjiopatik serebral hastalık varlığı düşünülmüştür.

Anahtar Kelimeler:
Uyarilmis potansiyeller, görsel, optik nöropati, iskemik

Giriş

Non-arteritik ön iskemik optik nöropati (NAİON), optik sinirin ön kısmını besleyen küçük damarların tıkanıklığından kaynaklandığı düşünülen, iskemik hasara bağlı gelişen akut veya subakut bir optik nöropatidir. Semptomları akut, tek taraflı, genellikle ağrısız görme kaybıdır. İskemik optik nöropatinin en sık rastlanan tipi ve 50 yaş üzerinde görülen akut optik nöropatilerin en sık sebebi olup, NAİON geçiren olguların, diğer gözlerinde atak geçirme riski %15-%42 arasında bildirilmektedir.1-5 Diğer gözde atak geçirme riskini arttıran özellikler ve gerçek patofizyolojik mekanizma tam olarak bilinmemektedir.5-9

Görsel yolların elektrofizyolojik değerlendirilmesi, objektif olması nedeniyle hassas bir yöntem olarak kabul edilmekte, NAİON’nin tanısında ve ayırıcı tanıda, klinik muayene bulgularına ek olarak görsel uyarılmış potansiyel (VEP) testi değerli bilgiler vermektedir.5,10 Literatürde, NAİON’li olgulardaki desen VEP değişiklikleri ile ilgili birçok çalışma olmasına rağmen, bu hastaların diğer gözlerindeki desen VEP değişiklikleri ile ilgili fazla çalışma mevcut değildir.

Biz bu çalışmada, tek taraflı NAİON geçiren olguların, herhangi bir yakınma ve klinik muayene bulgusu olmayan diğer gözlerinden kaydedilen desen VEP sonuçlarını sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırarak, bu hastaların diğer gözlerinin optik sinir iletimini değerlendirmeyi amaçladık.

Gereç ve Yöntem

Kliniğimizde, yapılan tetkik ve muayeneler ile konsultasyonlar sonrası tipik tek taraflı NAİON tanısı konmuş ve takibe alınmış 30 hastanın etkilenmemiş gözleri (Çalışma grubu) ile yaş ve cinsiyet uyumlu 30 sağlıklı olgunun birer gözleri (Kontrol grubu) çalışmaya dahil edildi. Hastaların hiçbirinde ±3 diyoptriden yüksek refraksiyon kusuru ve ek oküler patoloji mevcut değildi. Tüm olgulara tam bir oftalmolojik muayene sonrası, standart test koşulları altında desen VEP kaydı yapıldı. Görme keskinliği değerleri Snellen eşeline göre değerlendirildi. Desen VEP kayıtları, hem hasta hem de kontrol grubu için, Metrovision (Monopack 3, France) elektrofizyoloji cihazı ile yapıldı. Kayıt için kullanılan gümüş elektrotlardan aktif olanı eksterna protuberentia occipitalisin 2 cm üzerine, referans elektrot vertekse, toprak elektrot ise alına yerleştirildi. Desen uyaran olarak, her bir karenin kenarı 7 mm olan dönüşümlü dama tahtası deseni kullanıldı ve göze geliş açısı 30 dk olarak ayarlandı. Patern uyaranlar 15 inçlik bir monitör aracılığıyla hastalara gösterildi ve hastalar gözleri ile monitör arası mesafe 100 cm olacak şekilde izole oda içerisindeki rahat bir koltuğa oturtuldular. Ekran aydınlanması 100 cd/m2, beyaz ve siyah kareler arası kontrast %99, desen dönüşüm hızı 2/sn, analiz süresi 300 msn idi. Diğer göz ışık alamayacak şekilde kapatılarak bir gözün kayıtları elde edildi. Her bir olgu için P100 dalgası latans ve amplitüt değerleri kaydedildi ve 128 kaydın ortalaması alındı. Gruplar arası yaş, cinsiyet ve görme keskinliği dağılımındaki farklılıkların incelenmesi ve elde edilen desen VEP verilerinin istatistiksel olarak karşılaştırılmasında bağımsız gruplarda t testi kullanıldı. p<0,05 değeri anlamlı kabul edildi.

Çalışmaya katılan tüm olgulardan Helsinki Deklarasyonu’na uygun olarak bilgilendirilmiş onam alındı.

Bulgular

Çalışma grubundaki hastaların 16’sı (%53,3) erkek, 14’ü (%46,7) kadın; kontrol grubundaki olguların 17’si (%56,7) erkek, 13’ü (%43,3) kadındı. Çalışma grubundaki olguların ortalama yaşı 57,9±9,06 iken, kontrol grubunun ortalama yaşı 56,7±9,23 idi. Çalışma ve kontrol grupları arasında yaş (Bağımsız t testi, p=0,613) ve cinsiyet (Ki kare testi, p=0,491) dağılımı açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktu. Çalışma grubundaki düzeltilmiş en iyi görme keskinliği (DEİGK) ortalama 0,9±0,1 iken kontrol grubundaki olgularda DEİGK ortalama 0,9±0,08 olup, gruplar arasında DEİGK açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktu (Bağımsız t testi, p=0,261).

Desen VEP kayıtları değerlendirildiğinde, çalışma grubundaki p100 dalga amplitüt ortalaması, kontrol grubundaki olguların sonuçları ile karşılaştırıldığında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık mevcut idi (Bağımsız t testi, p=0,003) (Şekil 1). Çalışma ve kontrol grubunun p100 dalga latans ortalamaları karşılaştırıldığında, aradaki fark istatistiksel olarak yine anlamlı bulundu. (Bağımsız t testi, p=0,03) (Şekil 2).

Tartışma

Çeşitli çalışmalarda NAİON olgularında, AİON gelişimine yatkınlık yaratan, arteriyel hipertansiyon, noktürnal arteriyel hipotansiyon, diabetes mellitus, iskemik kalp hastalığı, hiperlipidemi, ateroskleroz gibi önemli sistemik risk faktörlerinden bahsedilmektedir.2-5,12-15 Bunun yanında yine AİON gelişimine yol açan lokal anatomik risk faktörleri bildirilmektedir.11,15-19 Arka siliyer arterlerin watershed zonunun optik diske göre lokalizasyonu ve optik sinir başını besleyen damarlardaki vasküler bozukluklar yanı sıra, optik diskte çukurluk bulunmaması veya küçük bir çukur bulunması, sıkışık optik disk varlığı, belirtilen lokal risk faktörlerindendir.5,11,17-19 İleri sürülen lokal risk faktörleri her iki göz için de geçerlidir ve bu anatomik yapısal durum, klinik olarak herhangi bir bulgu vermeyen, ancak VEP ile saptanan optik sinir iletiminde de uzamaya yol açabilir. Newman ve arkadaşlarının8, bir gözlerinde NAİON geçiren hastalarda diğer gözde de NAİON gelişme olasılığını değerlendiren çalışmalarında bu oran %14,7 olarak bildirilmiştir. Hayreh tarafından20 ilk defa tanımlanan “başlangıç (incipient) NAİON” varlığında ise NAİON’lu hastaların %45’inde diğer gözlerinde görme kaybının eşlik etmediği asemptomatik bir optik disk ödemi bulunmakta olup %75’inde kendiliğinden düzelme bildirilmiştir.

NAİON hastalarında ilk defa Wilson21, elektrofizyolojik verilerin detaylı analizini yapmış ve hastaların klinik olarak tutulmayan gözlerinde VEP değerlerini normal olarak bildirmiştir. Başka çalışmalarda da NAİON’li hastaların tutulan gözlerindeki amplitüt düşüklüğü gösterilmiş fakat diğer gözlerinde belirgin elektrofizyolojik değişim saptanmamıştır.22-25

Çalışmamızda NAİON geçiren olguların diğer gözlerindeki desen VEP sonuçları değerlendirildiğinde ve aynı yaş grubundaki sağlıklı bireylerin sonuçlarıyla karşılaştırıldığında, p100 dalgasının hem latans, hem de amplitüt değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar izlenmiştir. Bu durum mevcut optik diskteki anatomik faktörlere bağlı olabilir. Yine NAİON geçiren hastaların diğer gözlerinde de NAİON gelişebilme olasılığı çalışmalar arasında farklılık göstermekte ve %15 ile %42 arasında bildirilmektedir.5-9 Belki de hastaların, başlangıçta etkilenmemiş gözlerinde desen VEP’te p100 dalga latansında uzama ve amplitütünde azalma olması, bu gözlerde NAİON gelişme riskinin daha yüksek olması ile ilişkilidir.

Bir çalışmada, geçirilmiş tek taraflı NAİON olan hastalarda, fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ile yapılan incelemeler sonrası, kortikal reorganizasyon varlığı incelenmiş ve klinik iyileşme esnasında beyinde dinamik olayların varlığı ortaya konmuştur.26 Enflamatuar olayların ön planda olduğu ve atak sonrası görme keskinliğinin normale yakın seviyelere dönmesinin beklendiği optik nöritlerde bu zaten beklenen bir bulgudur.27,28 Öte yandan, fonksiyonel MR görüntüleme ile, NAİON’lu hastalarda da patofizyolojik mekanizmadan bağımsız görsel cevaplarda remodulasyon olduğu gösterilmiş, optik sinir hasarının hangi gözün etkilendiğine bakmaksızın, görme korteks cevaplarını etkilediği ileri sürülmüştür.26

Diğer gözdeki desen VEP kayıtlarındaki azalmayı açıklayabilecek bir diğer görüş ise AİON hastalarında önemli bir bulgu olan yaygın akson kaybı olup, iskeminin direk etkisi, retinal gangliyon hücre kaybına bağlı Wallerian dejenerasyon ve aksonların canlılığı için gerekli olan oligodendrositlerin ölümüne bağlı demyelinizasyon gibi çeşitli mekanizmalarla açıklanmaya çalışılmıştır.29 NAİON’lu hastalarda yapılan MRG çalışmalarında, bu hastaların beyinlerinde, yaşlanma ile en ilişkili serebral lezyon olan ve atrofik perivasküler demyelinizasyon zonlarını gösteren beyaz cevher hiperintensite alanlarının kontrol grubuna oranla daha fazla olduğu saptanmıştır.30,31 NAİON’lu 30 hastada yapılan bir başka çalışmada ise MRG ile etkilenmiş tarafa ait optik sinir ile optik kiazmanın atrofisi ve eşlik eden artmış kiazmal ve beyne ait beyaz cevherde hiperintensite alanları ile azalmış manyetik transfer oranları saptanmıştır.29 Bu sonuçları doğrultusunda, optik sinir ve kiazmal atrofi ile birlikte olan serebral değişiklerin, altta yatan bir mikroanjiopatiye sekonder hipoperfüzyon neticesinde de ortaya çıkmış olabileceği ileri sürülmüştür.29

NAİON hastalarına ve deneysel olarak yaratılmış ön iskemik optik nöropatiye ait histopatolojik verilerde optik sinir boyunca retinal gangliyon hücrelerinde ve oligodendrositlerde, aksonal demiyelinizasyon ve Wallerian dejenerasyon ile ilişkili apopitozis varlığı gösterilmiştir.32,33 Sonuç olarak NAİON geçiren hastaların diğer gözlerinde, desen VEP’te değişiklikler izlenmektedir. Etiyolojide, muhtemelen geçirilmiş iskeminin optik kiazmayı da etkileyen aksonal kayba sebep olması ve asendan dejenerasyon, kortikal görsel cevaplardaki değişiklikler veya diğer gözün subklinik etkilenmiş olma ihtimali düşünülmüştür. Bu bulgunun, diğer gözde non-arteritik ön iskemik optik nöropati geçirme riskiyle ilişkili olup olmadığı bilinmemektedir. Bu değişikliklerin öneminin saptanması için uzun süreli ve daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır.